11 Mart 2012 Pazar

El Bulli-2 / Food Laboratory

El Bulli Dos yani 2, neden çünkü bu konudan daha önce bahsetmiştik http://sevgilibebe.blogspot.com/2011/11/dantel-ve-ekmek.html ,
neden çünkü daha bitmedi anlatacaklarım ... Yakında bir dosya yapacağım artık Ferran Adria hakkında :) Ciddiyim ben, bu konuyla ilgilenmekten kendimi alamıyorum.

Öncelikle şunu söyleyeceğim konuyla bağlantılı...Benim en küçük- ki biz ona en cüccük deriz :)- teyzem, üniversitede doçent - şimdilik! Kısa zaman sonra kendisi çılgın bir prof olmaya aday. İşletme bölümünde olduğundan akademik konular üzerine hep bu tarz sohbetlerimiz, paylaşımlarımız olurdu...Ama ben işletme üzerine bu master programını yapmaya başlayınca ve "keşke lisansımı da burada yapsaymışım" diyecek kadar sevince, elbette ortak alanlarımız daha çok arttı. Doğduğum günden beri bana yaptığı kıyaklar saymakla bitmeyecek olan teyzem, bir kere daha ayaklarımı yerden kesecek bir teklifle geldi. 2 hafta önce trende gidiyorum arkadaşlarla, bir baktım teyzem mail göndermiş, diyorki editörlüğünü yaptığım inovasyonla ilgili kitaba, senin  El Bulli yazını adın ve sitenle koymak istiyorum, ne dersin? Ne mi derim, Allah derim :))))))) Nasıl mutlandığımı tahmin edersiniz.. Elbette inanılmaz da gaza geldim, geçen haftaki finans sınavı nedeniyle bir türlü gelememiştim bloga, ama işte şimdi El Bulli'nin devamı ile buradayımmm... Teyzeme buradan sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum..

Girişi Ferrancığımın yeni resmi facebook sayfasını vererek yapıyorum, buyrunuz:
http://www.facebook.com/pages/FERRAN-ADRIA/26371422970?sk=wall

En son ne demiştim peki? Bundan önceki yazıda, hatırlayalım,restoranı kapattığını söylemiştim Ferran Adria'nın.  ( ismi çokça tekrarlıyorumki, duyduğunuzda "ahanda ben bunu biliyorum" diyebilin diye :) ) Restoran kapanmış ama kapanmamış. Yine dediğim gibi "El Bulli Foundation" adında bir oluşum başlatılmış. Nedir bu oluşum?
2014 yılında açılması planlanan El Bulli Foundation yani kurumu için Ferran Adria şöyle söylüyor: "El Bulli 'yi kapatmadık sadece görünümünü değiştirdik." Tamamen "inovasyon" üzerine kurulu, her sezonda yaklaşık 15 kişi istihdam edecek bu kurumun mottosu ise şu "Freedom to create". Bunu "yaratmak için özgürlük" ya da "yaratım/yaratma özgürlüğü" olarak çevirebiliriz dilimize. Bu arada El Bulli'de işe alınacak insanlar seçilirken farklı disiplinlerden gelen kişileri tercih ediliyor. Mimari ve dizayn özellikle bu yeni kurumda altı çizilen ögelerden. Ana temalar ne olacak?
Inovasyon - Risk - Yaratıcılık
Adria yaratıcılık konusunda şöyle diyor "Yaratıcılık benim için çok önemli bir nokta ve bu konuda çok netim. Bir şey ya yaratıcıdır ya değildir!"
Bu kurumun bir diğer özelliği ise şirketler için gittikçe daha çok önem kazanan "çevreye duyarlılık" konusuna olan eğilimi olacak. Green El Bulli ( yeşil El Bulli) teması altında ekoloji ve sürdürülebilirlik adına çalışılacak.
El Bulli Foundation'ın bir okul olmadığını söylüyor büyük şef. Daha çok bir "gıda laboratuvar"ı olacağından, brainstorming e ağırlık vereceklerinden, herşeyin deneyimsel olacağından bahsediyor. Burada bir önemli nokta daha var, o da oluşturulacak olan dijital arşiv. Tüm yaratımların online olarak izlenebileceğini de ekliyor Adria sözlerine: "Yapılan birçok çalışma internette yer alacak. Feedback yani geri dönüşler bizim için hep çok önemli". Bu arada ekleyelim, ziyaretçiler de günlük akışı bozmayacak şekilde bu yaratımı canlı canlı seyredebilecekler. Kendi sitelerinde El Bulli tv ve bir de blog bağlantısı koymuşlar. Sitenin adresi şu : http://www.bullifoundation.org

Ben bu yazıdan önce bazı makaleler okudum ve El Bulli Foundation'ın sayfasını karıştırdım. Ferran Adria'nın "natura" adını verdiği, doğadan ilham alınarak oluşturulmuş tatlı serisinin fotoğraflarından oluşan bir slide gösterisine denk geldim. Onu buraya ekliyorum. Yaratıcılığın sınır tanımayacağına dair gerçek bir örnek...


Google Talks'u duymuşsunuzdur. Ünlü müzisyen, yazar, sanatçıları davet edip onlarla söyleşi yapıyorlar. Adria ile de yapmışlar. Konuşmaya dinleyicileri gülümseterek başlıyor Ferran Adria : " When I was invited to Google, I said 'yes', because I always say 'yes' to wierd things. But then I asked to myself what the hell I am gonna say to Google??"
"Google beni davet ettiğinde tamam dedim, çünkü ben garip şeylere her zaman 'evet' demişimdir. Ama sonra durdum ve kendi kendime şöyle dedim, ne halt anlatıcam ben Google'a ?" :))))
İzlemek isterseniz linki http://www.bullifoundation.org/2011/02/adria-goes-to-google-to-promote.html

Ben 2014'te büyük konuşuyorum yüzde 1500 burada olacağımdan, bu yazı burada bitmez sevgili okuyucular :) Dahası gerçekten de bitmedi, çünkü Adria ile bağlantılı bir konudan daha bahsedeceğim gelecek yazılarda, elbette yaratıcılık olacak içinde, elbette inovasyon. Adria olur da, yaratım eksik kalır mı...

Size zırt pırt gülümseyeceğiniz çok güzel bir hafta diliyorum. Kapanışı bu saatte beni yerimden kaldırıp dans ettiren bir şarkıyla yapıyoruz, Adeuuu!


Hiç yorum yok: