30 Mart 2011 Çarşamba

PINA / Wim Wenders @ İstanbul Film Festivali

Bu filmi bu haftasonu festivalde izleyemeyeceğime göre, acilen bulup evde izlemeliyiiiiiiim!

Heyooo! Trabzon'a 2 gün kaldııııııııı!!!!!!!!1


23 Mart 2011 Çarşamba

çayımın şekeri

Oy nasıl bir yorgunum ben böyleeeee... Daha önceden de dediğim gibi, işler tam gaz üstüme binmekte. Buraya uğradığım şu vakit, bir küçük kaçamaktan ibaret.

Bu sıralar özellikle facebookta dolaşan bir kaç video var, denk gelmişsinizdir muhtemelen. Yok eğer görmediyseniz, mutlaka görün! Bir pıtırcık sokak şarkıcısı ve arkadaşları sokak çalgıcılarının icra ettikleri müzik...O nasıl bir ses yahu, o nasıl bir doğallık...Resmen aklım kaldı kızda, yalan yok çok feci kıskandım ben onun hiç bitmeyecekmiş gibi duran enerjisini...Tamam lafı uzatmıyorum ve onları sahneye davet ediyoruuuum..Karşınızda ZAZ!




Ben şuranın içine kıvrılıp elime kitabımı alıp, Zaz'ın albümünü her seferinde başa alarak dinlemek istiyorummmm...







































Yeni bir kaçamakta görüşünceye dek...Ciao!

Kaynak

18 Mart 2011 Cuma

los viernes / fridays

Kıssacık bir uğrayayım dedim sayfama. Bir küçük haberim var...


Şimdi....Sevgili ispanyolcaseverlerrr...Lafım size :)
Yoğun koşuşturmanın arasında, dün gece yatmadan super-surfing yaparken bir siteye denk geldim.. Kendisi İspanyolca pratiği yapmak isteyenler için hazırlanmış bir site. Videolar şarkılar izleyebiliyor ve online alıştırmalar yapabiliyosunuz. Bir güzel yönü, videoların  –kimi şarkı, kimi anadili ispanyolca olanların dialogu/monologu-  altında konuşulanların yazması ve sizin de oradan takip edebilmeniz. Ayrıca videoyu yavaşlatabiliyorsunuz ya da altyazıların içindeki herhangi bir kelimeye basarak hemen anlamını görebiliyorsunuz yan tarafta. Bu arada siteye girip mailinizi bırakarak hergün ücretsiz küçük dersler alabiliyorsunuz mail yoluyla. Sitede demolar var, bir gezin dolaşım derim ben. Bana faydalı bir site gibi geldi. Aylık 9-10 dolar gibi bir üyeliği var. Ben cervantes bittikten sonra 1 aylığına denemeyi düşünüyorum. Sizleri de haberdar etmek istedim.Ve işte sitemizzzz:


Muchos besos!

8 Mart 2011 Salı

içimdeki sese

Yine geldi bana bir gitmeler. Oysa daha işlerim var, oysa nisanı beklemem gerek.. Havalar kötü ve yorgunum ama ruhum arsız bir çocuk. İstediği şey olmayınca olana kadar kendini yerlere atıp ağlıyor. Sus, diyorum, ne kadar ayıp yakışıyor mu hiç? Bana ne diyor bağırıyor... Az daha dayan az daha, bak seni nereler götüreceğim  uslu durursan... Sakinleşir gibi oluyor.

En son Gizem Altın'ın kitabındaki şu yazının ruhumu anlattığını söylemiştim -söylemiş miydim?-
''Bazı insanlar vardır. Her geçen gemi, her esen rüzgar hiç gitmedikleri yerleri hatırlatır onlara. Uzun zaman duramazlar aynı yerde, başlarını alır çeker giderler. Saçları hep deniz kokar nedense, çöllerde yaşasalar bile..''


Elif Şafak'ın son kitabı var elimde: Firarperest.
Okuyunca bu satırları yeniden başladı ağlamaya başladı bizimki... Anladın mı ne demek istediğimi diye.. Ama ben seni anlıyorum ki zaten... Sen benden ayrı değilsin ki..


" Çakılı kalmamak sırf alışkanlıklarından ötürü demir attığın koylara. Çıkmak oaralardan, geçmek dalgakıranların beriki tarafına, bilmediğin memleketlere varmak, tatmadığın yemekler yemek, sözlerini anlamadığın şarkılarla içlenmek, risk almak, dağılmak ve parçalanmak ve hasret çekmek buram buram, gurbetin tadına bakmak ve kendini yabancının gözünden görmek, şaşırmak yeniden, şaşırmak bir çocuk gibi dünyanın hallerine, çeşitliliğine, güzelliğine, acımasızlıklarına...şaşırmak ölene kadar...şaşırma kabiliyetini hiç yitirmemek...budur son tahlilde Ademoğullarına, Havvakızlarına kendilerini keşfettiren serüven. "  (Elif Şafak / Firarperest )

6 Mart 2011 Pazar

un-dos-tres

Haftasonu filmlerim çok güzeldi. Naçizane yorumlarımla size sunmak isterim.

1.Av Mevsimi - Yavuz Turgul


Ben Türk sinemasını çok severim. Ve son 10 yılda inanılmaz aşamalar kaydettiğine inanıyorum. Senaryo olsun, teknik olsun gelişmeler yakalanmaya çalışılıyor. Av Mevsimi'ne gelirsek.. Ben filmi sevdim. Bir polisiye filmi çekilmeye çalışılmış. Bir Türk polisiye filmi için güzel sayılabilir rahatlıkla. Neden böyle söylüyorum, aşağılamak için değil -haddime değil. Ama hepimiz bir dolu yabancı dizi ve film seyrediyoruz, onların da eksikleri yok mu elbette var. Ama şunu kabul edelim, olay örgüleri bir harika. Ve bana kalırsa bu filmde tek eksik öyküye heyecan katacak, onu "polisiye film" olarak adlandıracak olan o heyecanın yetersiz olmasıdır. Diğer konulara gelirsek.. Film boyunca 1 kez bile durup "oynuyorlar mı" diye düşünmedim. Buna imkan yok çünkü karakterler oturmuş, seyirci filmin içine çekilmiş. Oyunculuklar muhteşem! Zaten büyük oyuncular var filmde -Şener Şen ve Çetin Tekindor.
Imdb puanı 7.6. Bence iyi bir puan. Yani sonuç olarak toparlamak gerekirse-essay gibi oldu yaa :) - oyunculara tam puan, ayrıntılara tam puan-herşey hayatın içinden, senaryo işleme muhteşem, teknik süper-kullanılan polisiye film filtresi-..Ama olay örgüsü az biraz yetersiz... Yine de yine de izlenecekler arasına alınmalı..


Konusunu merak edenler için : http://www.sinemalar.com/film/82643/Av-Mevsimi/


2. Prensesin Uykusu - Çağan Irmak




Tamamen tarz meselesi ama ben bu filme bayıldım! Zaten Çağan Irmak'ın elinden uçanın ve kaçanın kurtulmadığına inanıyorum.  Çok titiz bir çalışma düzeni var bana kalırsa... Belki de sinir bozucu derecede titizdir film çekerken.. Çünkü her sahnesinin kelimenin hakkını vererek söylüyorum "şahane" olduğunu düşünüyorum. Her bir kare üzerine düşünülmüş, her biri üzerinde incelikle çalışılmış...


Filmin konusunu buradan okuyabilirsiniz: http://www.beyazperde.com/film/5711/Prensesin-Uykusu


Yorumlara devam edersek...Çağan Irmak yine hayatın tam içinden bir kesiti çekmiş. Aynı "av mevsimi"nde olduğu gibi bu filmde de oyuncular özenle seçilmiş, gene yılların oyuncularını izliyoruz perdede. Artı, olay örgüsü, ara konuşmalar-fısıldamalar öyle hoş bir üslupla anlatılmış, düşler animasyonlarla öyle güzel gerçeğe dönüştürülmüş ki..Dedim ya bayıldım... Üstelik filmin bir kaç yerinde kocaman kahkahalar fırlattım.. Favorim ise Alican Yücesoy'du. Oynadığı karakter Neşet çok şirindi..




3. Despicable Me- Çılgın Hırsız

















Bu filme bir blogu okurken denk gelmiştim. İyi ki iyi ki izlemişim bu animasyonu! Türkçe seslendirme öyle başarılı ki anlatamam. Gülmekten yerlere serilmişim bilgisayarın karşısında... Üstelik bir de bir ufaklık var filmde, nasıl gönlünüzü çalacak hemen...

3 küçük çocuğun 1 kötü adamın hayatına girip, hayatını tepetakla etme öyküsüdür bu öykü... Mutlaka izlenesi...Kötü karakter okkadar komik çizilip, bir de üzerine şiveli seslendirme verilince, haydi şenliğe...



















İyi seyirler..

5 Mart 2011 Cumartesi

agenda


Ben bu yılbaşında her yıl dilediğim sağlık ve mutluluk dileklerim dışında bir de şunu istedim : arkadaşlarımla daha çok vakit geçirmek, onlarla daha çok görüşmek. Şimdi arkadaşlarıma sorsanız "hani nerede ayırdın, meşkül şukelanın tekisin" diyebilirler ama gerçek öyle değil. Daha mart ayına yeni girdik ama ben görüşmek istediğim arkadaşlarımla -elbette ki bir kısmıyla- görüştüm. Ki bu dönem hem iş açısından hem de sosyal hayat bakımından çok yoğundu. Ve bu yoğunluk nisan ortasına kadar da böyle gidecek. Nisanın 3. haftası (ki 4. haftası doğum günüm) halim içler acısı olabilir, eve hiç girmeyebilirim :) Zaten havalar iyiyse benim de havam iyi cinstenim, o yüzden beni yakalayabilene aşk olsun...


Nisanın 15ine kadar dediğim gibi işlerim raporlamalar dolayısıyla çok yoğun olacak ama bu aradaki vakti yine de harcamayacağım. Yine de haftasonları birkaç arkadaşımla görüşeceğim, evet.. İzmite gideceğim mesela...Bunları size söyleyip sıkmak istemem ama aslında kendime tekrarlıyorum yapacaklarımı.

Bu ay Ata'nın doğum günü var. Canım kardeşimin,beşiğime el koyuşunun 23. yıl dönümü... Değerini ölçemem ki hiç bir şeyle...

Ve bu ay Cagrimu belki İstanbula evime gelecek kocacığıyla... Erteleye erteleye bir hal olduğumuz bu büyük buluşma sonunda gerçekleşecek. Onları gezdirme yedirme ve içirme planları yapacağım. Adalara mı götürmeliyim yoksa Pierre Loti'ye mi? Arnavutköye mi gitsek Rumeli Hisarına mı? 2 güne çoook şey sığdıracağız...

Yakın gelecek planlarımın ilk ve önemli kısmını dün atlatmış bulunuyorum. Bunun gibi bir kaç tane daha yapılması gereken önemli iş var onları da hallettik mi, bana sırtımı yaslayıp beklemek kalacak inşallah...


Yakın gelecek demiştim değil mi? Yılbaşından önce pegasus bir kampanya yaptı. 1 gün boyunca tüm yurtiçi biletler yarı fiyatına olacaktı. Bunu duyunca benim gözüm döndü. Hemen araştırma ve çalışmalara başladım, hangi şehre ne zaman gitmeliydim? Bir önceki yıl yani 2009da Trabzona bilet almıştım ve gidememiştim -tamamen işle alakalı durumlar yüzünden-. O yüzden Trabzon hatta genel olarak Karadeniz içimde bir ukde olarak kalmıştı. Bir de Gaziantep ve Maraş var. Oraları da görmeyi çok istiyorum. Ve Mardin elbette.
Öncelikle Gaziantep biletlerine baktım, sonra farkettim ki Trabzon biletleri tarih olarak daha uygun hemencecik aldım. Biletimi aldığım ay "aralık", yola düşeceğim ay "nisan" :))) Ama gözümü açtım kapadım bak bugün 5 Mart olmuş bile. 1 ay sonra kısmetse yolcuyuz! Yolcuyuz diyorum çünkü annemle beraber gideceğiz. Bilet aldığımı duyar duymaz, durur mu hemen o da koştu aldı kendine :))) Babam da gelsin çok istedik ama o, inadına yenik düştü :) Şimdi arada aklımıza geliyor annemle birbirimizi heyecanlandırıyoruz "ne kadar kaldı gitmemize" diyerekten... Annem İzmirden gelecek ben İstanbuldan, Trabzonda buluşacağız. Bakalım bizi ne gibi güzellikler karşılayacak.. Elbette hemen arkasından bir post yazacağım...

Ajanda misali oldu bu yazı galiba... Motorsiklet ehliyeti ve ata binme olayı aklımda. Ehliyeti yazın alabilirim. Atçılık oyunuma da 15 Nisandan sonra başlasam? Heyecanlandırıyorum bak yine kendimi..

Şimdilik planlar böyle..
Bir de blogum için planlarım var.. Onun için de zamana ihtiyacım var.. Hem formatta değişiklik yapmak istiyorum hem üstüne yazmak istediğim konular var...

O zaman aksın zaman yeniden...

Kaynak 1
Kaynak 2

1 Mart 2011 Salı



............




sana düşman / bana düşman / düşünen insana düşman / vatan ki bu insanların evidir/ sevgilim onlar vatana düşman.... Nazım Hikmet








............