30 Haziran 2008 Pazartesi

Romantik-1

geceleri uyuyamıyorum..bekliyorum ki babam gelsin odaya. o, inşaatın başında beklerken, biz yağmurlu Marmaris günlerini otel odasında geçiriyoruz. kardeşimle arada lobiye inip karnında ur olan, ama bunu öğrenene kadar peşinden ayrılmayıp "şişko şişko" diye seslendiğimiz -sonrasında onun için çok üzüleceğimiz-kediyi seviyoruz. Ordan oraya koşuyoruz. Bar sandalyeleri ilgimizi çekiyor, yumuşak koltuklardansa...

sabahları kahvaltı için cam fanusu anımsatan terasa çıkıyoruz. yağmur yağınca daha bir keyifli oluyor. yalnız olsam bu damla seslerinden ürkeceğimi düşünüyorum...her sabah kahvaltıyı terasta yapıyoruz. heyecanlanıyorum akşam yatarken sabahki kahvaltıyı düşününce. kahvaltıda sütlü kahve içiyoruz annemle. evde olsak annem izin vermiyor zararlı diye. ancak bazı geceler üstünde sarı çiçekler olan fincaların içinde süte kahve oranı 10/1 olan kahveli sütümüzü getiriyor..mutluluktan şaşırıyoruz..hemen bir oyun üretiyoruz eşlik etsin diye kahve keyfimize..halının üstünde oyun oynarken, Ata'yı ne kadar çok sevdiğimi düşünüyorum, sonra annemlere kayıyor gözüm, bizi izliyorlar pürdikkat ve gülümseyerek...içim şımarıyor mutluluğumuzu düşündükçe...

26 Haziran 2008 Perşembe

Düşeşim..düşeşsin..düşeş....

Tavla oynarken bazen öyle bir olurki, oyunun başından sonuna sen çabalarsın; açık verirsin, vurursun, geri döndürürsün, kendin vurulursun, kısaca yenilme pahasına da olsa risk alırsın. Tam herşey bitti oyunu alıyorum derken, tek bir taşını vurup seni kendi tarafına çeken rakip, oyunu bir hışımla kazanır sen de zarlara bakakalırsın. Dün Almanya ile oynadığımız yarı final maçı bana tam da bu tarz tavla oyunlarını hatırlattı. Onlar o sahada uçarcasına oynarken, içimden hep kazanırsak küçüğüyle büyüğüyle nasıl delicesine bir sevinç yaşayacağımız geçti.



Cem Yılmaz, bu aralar yoğunlaştığı filmin setinden maça gelemediği için millilere seslenmiş ve 6 dakikalık bir güldürü bombardımanını onlara göndermiş. Maç öncesi bunu izleyerek kahkahalar atan oyuncular, her ne kadar istemeseler de, son golü yiyerek bizi üzdüler. Ekranda görünen cumhurbaşkanından, tiyatroculara herkesin yüzü asıldı. Kazanmayı hakettiğimizi bile bile son saniye golüyle mars olmak bize yakışmadı galiba. O muhteşem performansın getirisi bu olmamalıydı çünkü finale oynayan takım bizdik.



Yine de demek istiyorum, yine de tüylerimiz diken diken oldu onları ve o coşkularını izlerken. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Sayelerinde bir kez daha anladımki, biz herşeyiz...Herşeyi başarma gücü var bu millette...Herkeste olduğu gibi, iyimiz var kötümüz var, doğrularımız ve yanlışlarımız..Ama bir bütünüz ve hep öyle kalacağız...


Notte: http://www.dosya.cc/Helldorado-ADrinkingSong_4.mp3.html adresinden marşa çevrilen şarkının orjinalini indirebilirsiniz. 2010 dünya kupasına kadar heyecan kesmek yokkkk!!!

16 Haziran 2008 Pazartesi

var mı buzz şerbet gibisi??...

Birkaç zamandır taktığım bir içecek şerbet... Ve ne kısmetse gittiğim restoranlarda da denk geliyorum(belki algıda seçiciliktir, önceden hiç dikkatimi çekmezdi) Yanlız her içtiğim yerde enteresan bir şekilde farklı tat alıyorum:)








Vakti zamanında Osmanlı Devleti'nde meşhur bir içecekmiş şerbet. Kışın boza içerlerken insanlar, yazın şerbet ve hoşaf tercih edilirmiş. Envai çeşidi varmış ; en makbul olanı ise gül yapraklarıylayapılan gül şerbeti ve baharat ağırlıklı olan " demirhindi" şerbeti imiş. "Helvahane" de hazırlanan şerbetlerin sunumu fincanda ya da kasede yapılırmış. Padişahlara sunulurken ise gümüş kase veyahut hindistan cevizi kabuğu tercih edilirmiş.




Bilirsiniz, kanımızda var bizim eleştirmek, hamurumuz isyanla yoğrulmuş sanki. Derler ya, unuttuğumuz değerler çok diye, bunu o tadlara ekleyebiliriz belki.




Denemek isterseniz, "Konyalı" da (Kanyon'daki olağanüstü)arka planda kanun sesleriyle (canlı müzik) mest olmuş bir halde şerbetinizi içebilirsiniz. Aynı şekilde adı "izzet-i ikram" anlamı taşıyan "Mekreme"de demirhindi şerbetini deneyebilirsiniz. Özel bir tat olduğuna kuşku yok.
Son söz, evde yapacaklar için müzik önerim ise kesinlikle Kudsi Erguner olacaktır....