20 Ağustos 2009 Perşembe


Çağrının düğünü ne de hızlı geldi geçti..Herşey çok güzeldi...Yalnız hem nikah şahitliğine hem de düğüne son gelen assolist ben, epey bi azar işittim..Onun dışında ilk defa bir kına gecesi gördüm ve bir nikaha şahitlik yaptım...Çok güzel fotoğraf kareleri çıktı ortaya... Bütün bu telaştan ve nefessiz kalmalarımdan anladımki, düğün işi çok ciddi bir organizasyon ve eğer ayrıntılar üzerinde durulmazsa sıkıntı verebilir.. Artık Çağrıcan yeni evinde oturacak kocasıyla..Evlerinin de fotoğraflarını gördüm muhteşemmm... Ve benim-ve hatta bildiğim herkesin bayıldığı - bayıldığım halılardan almışlar, fotoğrafını koyuyorum... (barbaros halıdan alıntı yaptım)Bir de İzmir’de düğün yapmak güzel bir fikir bunu anladım...


Ev ve İzmir demişken, önce İzmirden bahsedicem. Haftasonu Sun express havayolları ile dönerken Çeşme Life dergisi okudum ve orada 2 bayanın fikri olan ve şu an açılmayan “İzmiriz” sitesine denk geldim. Ürünleri nerede bulurum diye düşünürken ona da bugün nette dolaşırken rastladım...Ve benim favori ürünüm İzmir çantasını ve palmiye küpeleri ve site linkini buraya ekliyorum. http://www.izmiriz.com/

Ev konusunda diyeceklerim şudur...Bu emlakçı olayını kim çıkarttıysa artık bu bi son bulsun ya da doğru düzgün bi uygulama çıksın!!! Adam evini kiralıcak emlakçı parayı kiracıdan alıyo üstelik 1 kira parası var mı böyle bişey yaaa??????!!!!! Karar verdim diğer ülkelerdeki uygulamaları araştırıcam. Bugün beşiktaşta 1 ev beğendik çok güzel, üzerinde sahibinden yazıyo ama kapıcı gösterdiği ev için 500 ytl istiyor. Oldu canım, istersen 1000 vereyim işini hangisi görürse, hatta kira gibi her ay sana da yatırayım bu parayı ya!! Ay deliricem vallahi, ev sahiplerini kınıyor, emlakçıları kendilerine gelmeleri için uyarıyorum. Vazgeçtik biz de tutmaktan..Başka bir keriz bulup alsın parasını... Ohh azcık rahatladım...


Şimdi hemmen sakinleştirici bir konuya geçiyorum fazla gerilmeden... Puslu kıtalar atlası kitabım bitince hiç vakit kaybetmeden yeni birşey alayım diye bakındım nette. Ayşe Arman’ın Sertap Erener ile olan röportajına bakarken Krishnamurti’nin kitaplarını okuduğunu ve çok beğendiğini okudum ve hemmen öğle arası soluğu Alkımda aldım..Kitabı elimden düşüremez oldum resmen 2 günde.. Bitince diğer kitaplarını da okuyacağım, o kesinleşti... Bu arada Alkımda kitabı sorduğum mağaza çalışanı kitabı eliyle koymuş gibi bularak şaşırttı beni. Bilgisayara da bakmadı. Ben sormadan kendisinin de Krishtinamurti okuyucusu olduğunu söyledi ve sorduğum “İlişkiler Üzerine” kitabı yerine “İç özgürlük “ kitabıyla başlamamamın faydalı olacağını salık verdi. Ben de dinledim onu akıllı akıllı.. İyi ki de inat etmemişim. Bir de kitap klasik ferrari satma öyküleri gibi değil, hayatın içinden örneklerle giden sosyolojik bir kitap.. Kişisel gelişimin saçmaladığını düşünen haklı insanları rahatlatabiliriz bu konuda...







Hımmm başka ne vardı benim aklımda yazacak...Buldum, son olarak bir sitede rastladığım koltuk kılıfını çok sevdim keşke yapılabilse ama kasar gibi geldi bana:)

Hiç yorum yok: