2 Kasım 2010 Salı

banana pancakes

29 Ekim Cumhuriyet bayramının getirdiği tatil dolayısıyla soluğu İzmir'de ailemin yanında aldım. İzmir'e her gidişimde yeni birşey keşfedip, "acaba dönebilir miyim " sorusuyla yüreğimi hoplatıyor sonra "yook ben İstanbuldan ayrılamamkiiii" diye yeniden şehrime dönüyorum.

Amma velakin...Bu gidişimde sanki yeni zaafımı bilircesine beni kalbimden vurdu İzmir. Mavişehir'de taypark isimli yeni bir mekan açılmış. Makinam olmadığı için çekemedim fotoğraflarını. Ahh çekebilseyim, burayı şenlendirecektim o renklerle!!! Her taraf çiçek dolu bu birrrrr, rengarenkler!! İkincisi ise isminden anlaşıldığı üzere taylar ve atlar var. Üstelik midilliler!!!! Bir önceki yazımla galiba tüm midillileri çağırdım ben kendime. 1 tane tay 2 tane de mini mini midilliler vardı ve internette bulduğum bir fotoğraf, oradaki şirinlerden birine çok benziyor hemen koyuyorum bak buraya. Öyle tatlılarki... Gelip kafalarını uzatıp kendilerini sevdiriyorlar, çok evcil ve sakinler.. Daha doğrusu ben öyle sandım :) Sonradan şahit olduklarım o kadar da sakin olmadıklarını gösterdi bize. Ben tayları severken bir de baktım karşıda bağlı bir golden köpek var. Dünya tatlısı açık sarı renginin üzerine , onlara en çok yakıştırdığım kırmızı tasmalardan da takmışlar. Fakat bazı yerleri sınırladıkları için goldenın yanına ulaşamadım. Ben de ulaşabildiğim yerden çığıra çığıra sevmeye başladım. Ben öyle sevince çıldırdı yavrucak ve en sonunda çalışanlardan biri tasmasını çözdü. O nasıl bir koşma! Üzerime 4 nala geldi, çok uzun zamandır görmediği kardeşine sarılır gibi kucağıma atladı. Uzunca süre seviştikten sonra ( ben de o gün krem kırmızı giydiğimden çok şirin olmuştuk:) ) köpeciğin ilgisi atlara kaydı ve onların yanına seğirtti. Bu bizimki atların toprağıyla oynaya onları eşeleye dursun, bu benim fotoğrafını koydum midilli bunu gördü. Ve bildiğin gözü döndü. Alanın en ucundan köpeğe doğru koşuyor ve teğet geçerek çalım atıyor. Bizimki de delice korkuyor ama kumla oynamaktan da alamıyor kendini... En sonunda öyle bir korkarak koştu ki kucağıma, baktım kalbi gümgüm çarpıyor. Ama yine de tek gözü de kumlarda :))))
Benim de olacak mı atlarım goldenlarım??? Bir çiftliğim olacak mı? Evettt, onları çok seveceğim hem de... Bütün zamanımı onlarla ve bahçeyle geçireceğim...

İtalya'ya gitmeme çok az kaldı. Bu aralar okuduğum bloglarda hep italyaya rastlıyorum. Algım değişti belliki... Her tarafta bir "gelato" muhabbeti, fotoğraflarıdır gidiyor. Görürsünüz 5 külahı aynı anda elime alıp, şapırdatarak yemeyen...

Küçük bir projem var. Minik ama şirin birşey. Çarşambadan sonra başlayacağım yapımına. Mutluluk damlası..



Mutlu bir salı günü diliyorum!
Kaynak

3 yorum:

birkadin dedi ki...

ne zamandi yolculuk ;) ve ne kadarlik

Adsız dedi ki...

mel hasta oldum nerde açılmış öyle bi yer? hiç haberim yoktu yaa bayıldımmm desem!ben hem o golden ı yerım hem de midilliyi.bu arada sen lütfen bunları uzaktan sev ve asla sahip olma..sen özgür kadınsın...olmaz..ııhh.valla olmaz..

bebe dedi ki...

var ya daha yazarken senin çıldıracağını tahmin ettim :) sen de bayılacaksın eminim! çağrı o midillileri sen de sevmelisin, böyle birşey olamaz!
uzaktan sevmeye dayanamıyorum, içim gidiyor, eriyor bitiyorum..ama haklısın yerimde de duramıyorum..ileride o zaman çok ileride..ya da evim yakın olacak bir çiftliğe :))))