23 Haziran 2010 Çarşamba

one love one dream


Efes One Love Fest çooook eğlenceliydi. Cumartesi geç gitmemiz, konserlere arkadan bakmamızdan dolayı o kadar içine giremedik olayın. Pazar günü ise önden izlediğimiz konserler, erkenden gidip ortama adapte olmamız sayesinde gerçek bir fest günü yaşadık. Çok güzel fotoğraflar çektik.The Ting Tings'le coşu-coşuverdik Sophie Ellis Bextor'ın güzel sesini dinledik, porselen vücudunu seyrettik. O orada sahnede çığırırken, Keremcanla kendisinin bir British insanına göre sıcak kanlı olduğunu konuşadurduk, ama aklımdan yine de o ısıran gözleriyle kocakarı bir kaynana olabileceği geldi Sophie'nin. Sonra..Pazar günü erken vaktin sıcaklığı sıkı yağan yağmurla beraber yerini serin-müthiş bir havaya bıraktı. Yağmurda Tamirane'ye sığınıp şarap izleyip muhabbet ettik-hem de ilkokuldan sonra ilk defa gördüğüm arkadaşımla-hem de Keremcan sayesinde-evet yok artık-what a small world!....




Festival nelere sahne oldu? Züper vintage insanlara..Herkes tarz mıymış ya dedirten zırtapozlara...Yok artık bunca uzun bacaklı kız neredeydi şimdiye kadar diye sordurtan hatunlara... Şirin mi yoksa bunlar- gaylere... Uzun  takma bacaklılara, jonglörlere, poi-cilere, kargadan bozma karaokecilere, duvartırmanıcılarına falanvedefilan...

Her baktığımız tarafta ne vardı? Rengarenk rüzgar gülleri..Festivalin simgesi..."Çimde yatar", "blogger",  "aşık" 'badge'leri...

Gelecek yıl daha iyi tipler gelir mi demeden bu yaz yapılacak çook şey var..Caz festivalimiz var bizim, U2 var, Cranberries, Gotan Project and many others...

Haftasonu Edirne-Kırkpınar güreşleri var. Birbirinden alakasız haftasonlarım..Er meydanında "thats not my name söyleyeceğim" sanki...

İyi haftalar...

Hiç yorum yok: