1 Ağustos 2008 Cuma

Modern İstanbul - İstanbul Modern





Uzun zamandan sonra Karaköy'e işim düştügü için gittim ve İstanbul Modern'e uğrayacak vakti buldum. En son Alman fotoğrafçı Andreas Gursky'nin retrospektif (bir sanatçının kariyeri boyunca yaratmış olduğu eserlerden derlenmiş sergi) sergisi için gelmiş ve hayran hayran geri dönmüştüm. Bu adam zamanında endüstriyel tasarım ve bina incelemesi yaparmış ve bir anda bunlarıin fotograflarıni çekmeye baslamış ve bizim ilgimizi de...











Adamın fotografları inanilmaz bir etki birakıyor üzerinizde, şöyle ki, genelde fotoğraflar geniş bir perspektiften yansıtıldıgı için fotoğrafa bakarken içinde kaybolacakmışsınız hissi geliyor üzerinize, öyle uçsuz bucaksız.. Fotoğraf tarzı böyle olunca genelde sanatçı bu tarz fotoğrafları yakalayabilmek adına belli mekanlarda çalışıp, belli temalar belirlemiş kendine. Endüstriyel üretim tesisleri, süpermarketler, borsalar, spor karşılaşmalari ya da konserler sanatçıya ilham vermiş. Elbette dijital manipülasyondan sonuna kadar yararlanılmış ve fakat imkanları bilmek değil kutsal pratik önemli olduğu için anlıyorsunuzki bu adam uçmuş denecek kadar basarılı. Elbette beğenip beğenmemek izafi bir durum.





Soldaki fotoğraf İstanbul Modern'in de tanıtım amaçlı kullandığı ünlü fotoğraflarından bir tanesi. İnsan bu fotoğraflara bakarken, çekim açısını ve konumlandırmayı merak etmeden duramıyor. Ve fotoğraflar yakından incelendiğinde şaşkınlığınız bir kat daha artıyor. Fotoğgraflardaki cözünürlük çok yüksek. En küçük ayrıntıyı bile farketmemek imkansız!!










Tüm bunlardan başka her sanatta olduğu gibi bu fotoğraflarında altında yatan bir felsefe var. Andreas Gursky'nin yola çıktığı bu felsefe ise 'Zeitgeist' yani "Zamanın Ruhu". Bu felsefe de gerçeklik ve kurmacanın elele olduğgu görüşü hakim ve savunucularına gore zamanın bir ruhu var. Etraflıca düşününce ne kadar doğru ve ne kadar ürkütücü geliyor insana değil mi!















Benim kendi gozlemim ve cikardigim ozet su Andreas Gursky den, daha dogrusu onun tarzini kisaca tanimla deseler (kim diyecekse bunu :) şöyle söylerdim herhalde: " Alabildiğine plaj, alabildiğine gokyüzü, alabildiğine yol, alabildiğine bina, alabildiğine insan, alabildiğine zaman"...













Istanbul Modern hem bastan aşağı sanat hem de baştan ayağa tasarım barındıran bir mekan -müze.. Her gidişimde çok keyif alıyorum.. Bu sefer " Tasarım Kentleri" ve "İğne Deliğgi Fotoğraflarıi" sergilerini gezme imkanı buldum. Ama anladımki fotoğraf sanatı ilgimi herşeyden cok cezbetmekte çünkü sergileri dolaştıktan sonra yine kendimi Ist. Modern'in kütüphanesinde Andreas Gursky'nin eserlerini incelerken buldum :)











Bir de soylemeden edemeyecegim, İstanbul Modern bu tasarım işini bir adım ileriye götürmüş ve tualetlerinde bile bu çizgiyi devam ettirmiş. Gittiğim her ev her mekan herrr yerde önem verdiğim şeylerin başında gelen tualet temizliği burada görüntüyle birleşmiş.. Tek can sıkıcı durum müzede, klasik müze yasağı, fotograf cekip kayit yapamamaniz, 'zamanın ruhu' nu hapsedememeniz....

Hiç yorum yok: